Üstadımız

Üstad Mustafa Özbağ Hazretleri’nin (k.s) Hayatı

Mustafa Özbağ Efendi 17 Temmuz 1961 yılı bir perşembe gecesi İzmir’in Bayındır İlçesinde doğmuştur. Baba adı Hasan anne adı Neriman dır. Üç kardeştirler.

Baba tarafı Yunanistan Dedeağaç’tan göç etmiş ve önce Ödemiş’e sonradan Bayındır’a yerleşmişlerdir. Baba dedesi Yunanistan’da Dedeağaç’ın ileri gelenlerindendir. Anne dedesi ise Kurtuluş Savaşında Yunanlılarla savaşmış ve İzmir’in işgalinde Rumlara karşı dağa çıkarak milis kuvvetlerine katılmış Efelerdendir. Baba dedesi ile babası Bayındır da Bakkaliyecilik ile uğraşmışlar, babası 1977 yılında akciğer kanserinden 42 yaşında iken vefat etmiş. Babasının vefatı ile Üstadımız o esnada 15 yaşında zorlu bir hayata başlamıştır. Dedesi ise 4 yıl sonra vefat etmiştir. Kendisi ailesinden maddi anlamda babasının vefatından sonra hiçbir harçlık almamış bilakis ailesinin tüm ihtiyaçlarını çaycılık, pazarcılık, ayakkabı tezgahtarlığı ve garsonluk gibi işlerde çalışarak karşılamıştır.

Bayındırda ilk ve orta öğretimini tamamlamış, liseyi ise Tire Endüstri Meslek Lisesine giderken terör nedeniyle yarım bırakmıştır. Öğrencilik hayatında ülkücü gençlik hareketetinin içinde bulunmuş, askerliğini Ağrı-Doğubeyazıt’ta Çavuş olarak tamamlamıştır. Askerlik dönüşü kısa bir süre İzmir de çalışmış, Bayındıra döndüğünde Orman Bölge Müdürlüğünde çalışmış, Bu esnada yaşadığı hayatı değiştirmeye karar vermiş, 1987 yılında Bayındır’ın Fırunlu köyünde yapılan bir zikre iştirak etmiş, katıldığı bu ilk zikir esnasında enteresan haller yaşamış ve bu hadise üzerine bir kaç ay sonra Nevşehirli Abdullah Gürbüz Efendinin Tire’yi ziyaretleri esnasında kendisine intisap etmiş ve böylelikle zorlu ve meşakketli bir tasavvufi hayatı başlamıştır. İntisabında iki ay sonra Abdullah Efendi kendisine çavuşluk, kısa bir süre sonra da Nakiblik görevi verir. Ders yaptırmaya ve ders almaya-vermeye, sohbet etmeye ve rüya tabir etmeye yetkili kılar. Mustafa Efendi 1989 yılında Ödemiş’e Abdullah Efendinin emri ile göçer ve beyaz eşya satan bir mağazada çalışır. Burada da ders ve sohbet halakasını genişletirler. Ödemiş’te ikamet ettiği esnada gördüğü rüya üzerine Abdullah Efendi kendisini 1990 yılında Bursa’ya göç etmesini söyler. Bursa’da Dikkaldırım semtinde kiralık bir eve göçer. Bursa da lokantacılık ile uğraşırken Abdullah Efendinin isteği ile tekstil ticareti ile uğraşır. Bursa da sohbet etmeye Allah’ı sevdirmeye ve aşk halakalarını genişletmeye hiç durmaksızın devam ederler. Abdullah Efendi’ye bağlılığı ilk tanıştığı günden kabre defin edinceye kadar şayanı hayret bir şekilde sayısız ve hadsiz çileleri ve zevkleri yaşayarak devam eder. 14.03.2004 yılında Abdullah Efendi vefat edinceye kadar bu hummalı çalışmalara bıkmadan devam eder. Abdullah Efendi yerine bir kimseyi halife tayin etmeden vefat eder.

Üstadımız tasavvufi hayatına 17 yıl hizmet ettiği Abdullah Efendinin meşrebi ile değil, yaşadığı bu dervişlik hayatını reddetmeden ama günümüze uyarladığı Kur’an ve Sünnetten ayrılmayarak, ince ve nazik bir üslûp ile yoğurduğu kendi anlayış ve tarzı ile sürdürürler. Hiçbir sohbetinde para toplatmamıştır, para istetmemiştir. Geçimini; dini kimliğinden değil, havlu ticareti yaparak temin ederler. Herkes gibi gündüzleri işinde, geceleri ise sohbetlere ve semaya katılırlar.Üstatlığını kendisi ilan etmemiştir. Böyle bir iddia ile de çıkmamıştır. Sevenleri tarafından rüyalarında ve hâllerinde Peygamber Efendimiz S.A.V’in kendisine görev verildiğini görmüşler ve intisap etmişlerdir. Hâla daha çeşitli kesimlerden ve yerlerden rüyalarında görenler gelip intisap etmektedirler. Hatta bazı şehirlerden zahiren üstadı hiç görmedikleri halde ders alanlar da vardır. 2006 Temmuz ayından beri halen Karabaşı Veli Kültür Merkezinde her cumartesi akşamı halka açık olarak Hazreti Mevlana’dan ve Mesnevi Şerif’ten sohbet ve sema ederler. Sohbetlerine bay-bayan ve her türlü görüş ve meşrepten ve cemaatten herkes katılır ve her türlü soru kendisine sorulur ve kendileri yüksünmeden ve soranı da sorulanı da küçümsemeden yumuşaklıkla sorulara cevap verirler. Kendileri müşfik ve sohbetleri doyurucu ve lezzetli bir şekilde gerek şehir içinden gerekse dışarıdan gelenler ve Devlet Erkanından ve turistler tarafından takip edilir bir Mevlevi Üstadı’dır. Sohbetlerine ve Sema gösterilerine Kore, Japonya, Avrupa’dan gelen turistler de gelirler.